Hayatta gördüğümüz şeyler hep baktığımız pencerelerle sınırlı. Okul zamanı felsefe dersine çok ilgim olmasa da 'Görecelilik' kavramı o dönemler ilgimi çeken konular aasındaydı. Göreceliydi heşey. Hakikaten de öyleydi. Aynı kişi için bile bu böyleydi. Zaman mefhumu bugün ''ak'' dediğimize yarın ''aslında o karaymış, ak bu değil'' dedirtebiliyor.
Ben bu günlerde her yeni güne her nesneye anne penceresinden bakıyorum. Oğlumun varlığını içimde hissettiğim günden beri bu böyle.
Oğulcum bir yaşını bitireli 2 ayı geçti.Her ortamda herkese oğlumdan bahsetme arzum hala dinmiş değil. Biri bana ''Nasılsın?'' dediğinde, vereceğim cevap ''İyiyim'' ile sınırlanabiliyorken ''Oğlun nasıl'' dendiği vakit ''Hızlı büyüme sürecinde. Havaların ısınmasından mıdır nedir, dur durak bilmez oldu iyice. Bir dakika durmuyor durduğu yerde. Ben de malum peşinde. Öğrenme süreci de aynı hızla ilerliyor. Kelimeleri artık daha rahat tekrar edebiliyor. Sesleri çıkarırken çok daha rahat. Temel ihtiyaçlarını kısmen de olsa isteyebiliyor. Sabah uyanır uyanmaz ''Annee'' demesi yok mu, beni mest ediyor. En güzel resitallere değişmem bu melodiyi. Ard arda dört beş kez anne diyor. Çok hoşuna gidiyor birşeyler konuşabilmek. Galiba oğlum büyüyor :) '' vb. vb. diyebiliyorum. Hatta dememek için bazen kendimi zor tutuyorum :) Anne oldum. Yeni değil aslında bir yılı geçti ama bana göre hala ilk günkü kadar heyecan ve mutluluk verici. Görecelilik işte. Anne penceresinden doya doya bakma zamanı şimdi benim için.Şimdi ve bir ömür inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder