Karafillerle doldu bu akşamım. Sevgili eşimin getirmiş olduğu.Pembesi hoş karanfiller yüzümde tebessümün müsebbibi. Birlikte yenilen akşam yemeği, ardından biraz sohbet, oğlumuzla muhabbet. Şu anda da oğlum babasıyla müzik dinlemede.
''Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim,
Gidiyorum gündüz gece.''
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim,
Gidiyorum gündüz gece.''
Tam da yerinde denk geliyor. Kulak misafiri oluyorum. Hayat uzun ince bir yol. Bizim tasvirimiz bu uzun ince. Her zaman uzun ve ince olmayabiliyor. Kimin yolu ne kadar bunu kimse bilmiyor. Bugün benimle aynı yaşta bir MS hastasının bloguna rastladım. Pabuç sayesinde.
Üzülerek okudum satırları. İçimden ettiğim duadan başka keşke yapabileceğim birşey olsa. MS hastalığı gerçekten karmaşık ve zor bir hastalık. İnşallah en kısa zamanda bu hastalığa kesin bir tedavi yöntemi bulunur.
Sağlıklı olduğum için şükrettim sonra. Sağlıklı bir aileye sahip olduğuma. Bugünün hediyesi bu oldu bana.
Düşünmeye başladım sonra. Acaba hangimizin yolu daha uzun diye. Bilemeyiz. Emin olun bilemeyiz. Ömür denen yolun virajları kestirebilmek öyle güç ki.
Benim için önemli olan kimin daha uzun yol gittiğinden çok kimin kime yoldaş olduğu, yolun sonuna vardığımda kimin heybesinde ne olduğudur doğrusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder